Hz. Adem ve Misk Geyiği – Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde Koku yazımızda Hz. Adem (a.s.) ve geyikler arasında geçen koku hikayesi, Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde kokuya dair alıntılar ve koku sürmenin amacını yazdık.
Her şeyin kendine has bir kokusu vardır. Yaratılış itibariyle insanoğlu güzel kokuları sevdiği gibi, kötü kokulardan da hoşlanmaz. Her iyi veya kötü koku burundan alınıp ruha ulaşan gizli yolu oluşturur.
Hz. Adem (a.s.) ve Misk Geyiği
Hz. Adem (a.s.) yeryüzüne inince, bazı hayvanlar yanına gelip ziyaretinde bulundular. Bir grup geyik de gelerek onu ziyaret etti. Hz. Adem onlar için dua etti ve sırtlarını sıvazladı. Geyikler oradan ayrıldığı zaman misk gibi kokmaya başladılar. Diğer hayvanlar bunun sebebini sorunca onlar: “Hz. Adem’i (a.s.) ziyaret ettik, bize dua etti ve sırtımızı sıvazladı.” dediler. Bunun üzerine onlarda Hz. Adem’in yanına gittiler. Aynı şekilde onlara da dua etti ve sırtlarını sıvazladı. Fakat onlarda güzel koku meydana gelmedi. Bu durum geyiklere sorulunca, diğer geyikler “Biz onu Allahü Teala için ziyaret etmiştik. Siz ise misk kokusu için ziyaret ettiniz.” cevabını verdiler.
Bakıldığında bir işi yapmaktan maksat ne ise neticesinin ona göre olacağı anlaşılmaktadır. Aynı zamanda peygamberleri, Allah dostlarını halis niyetle ziyaret edenlerin maddi veya manevi nice güzel kokulara kavuşacağı ortaya çıkmaktadır.
Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde Koku
Fahreddin Razi Hazretleri, Tefsir-i Kebir’inde Vakıa suresinin 88-89. ayet-i kerimelerinin; Hazreti Allah’a yakın olanlar için cennetlerin rahatlık, hoş kokulu rızıklar (Reyhan çiçeği) ve bol nimetleri müjdelediğini tefsir etmektedir.
Kıssaların en güzeli olan Yusuf suresinde haber verildiğine göre, Yakup aleyhisselam, oğlu Hazreti Yusuf’un kaybolmasından dolayı çok üzülmüş, ağlamaktan gözlerinin ziyasını kaybetmişti. Ama ümidini hiçbir zaman kaybetmemişti. Oğlunun yaşadığına ve ona kavuşacağına inancı tamdı. Yıllar sonra Yusuf’un kardeşleri, Mısır’da bulunan Hz. Yusuf’un yanına gelip babasının durumunu anlatmış. Hz. Yusuf durumu öğrenince, kardeşlerine babasına götürmeleri için gömleğini vermişti. Bu gömlek Hz. İbrahim’den (a.s.) Hz. İshak’a (a.s.), Hz. İshak’dan (a.s.) Hz. Yakup’a (a.s.) gelmişti. Hz. Yakup’da (a.s.) bu gömleği oğlu Hz. Yusuf’a (a.s.) giydirmişti. Gömlekte cennet nesiminin kokularından bir koku vardı. Bu koku, herhangi bir derde yakalanmış olana dokunsa onu şifaya kavuştururdu. (Ruhu’l Beyan-Hak Dini Kur’an Dili)
Kardeşleri Kenan iline ulaşınca gömleği babalarına vermişlerdi. Hz. Yakup (a.s.), gömleği yüzüne sürünce gözleri şifa bulmuştu. Kokunun tesirini bu hadiseden anlayabiliriz. İnsanın yakınındaki birisinin kokusunu bile idrak etmesi zorken, Yakup (a.s.), oğlu Hz. Yusuf’un kokusunu o kadar uzak mesafeden almıştı. Bunun hayal değil, bir hakikat olduğunu vicdanında tanımış, kokusunu gözlerine sürünce görmeyen gözleri görür olmuştu.
Kokunun Önemiyle İlgili Sözler
Burada güzel koku manası olan “rayiha”, rüzgar anlamındaki “rih” kelimesiyle ifade edilmiştir. Bu da kokunun rüzgar gibi belki ondan daha hızlı ulaşmasını ifade etmektedir. (Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, IV, 2917-2923) Peygamber Efendimizde (s.a.v.) evlat kokusunun, cennet kokusu olduğunu haber vermiştir. (Camiü’s Sağir, 2/2285)
İbrahim (a.s.), Şam’dan Mekke-i Mükerreme’de bulunan oğlu İsmail (a.s.)’ı ziyarete gittiğinde, evde bulamayıp geri dönmüştü. İsmail (a.s.) akşam evine geldiğinde babasının kokusunu hissetmiş, onun geldiğini anlamıştı. (Tarih-i Taberi, I, 132)
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.), “Bana güzel koku sevdirildi.” (Nesai) buyurmuştur. Hz. Enes, “Ben ömrümde Rasulullah’ın kokusundan daha hoş bir koku koklamadım.” (Sahih-i Buhari) diye rivayet etmiştir. Kendi kokusu bu kadar hoş olan Peygamber Efendimiz (s.a.v.), güzel kokuları kullanmayı da severdi.
İnsan üzerinde kötü kokunun menfi tesiri olduğu gibi güzel kokunun da müspet tesiri vardır. Bu da kokuda gizlidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sahur yemeği, kaylüle (öğle uykusu) ve güzel kokuyu oruç tutmayı kolaylaştıran üç şey olarak haber vermiştir. Bu hadis-i şerife baktığımızda, güzel kokunun insana zindelik vererek oruç tutmayı kolaylaştırdığı anlaşılmaktadır.
Ebu Musa el-Eş’ari’den (r.a.) nakledildiğine göre, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “İyi arkadaşla kötü arkadaş, misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder, yahut sen ondan (miski) satın alırsın ya da ondan güzel bir koku duyarsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku duyarsın!” (Müslim, Birr, 146) Bu hadis-i şerif salih insanlarla beraber olmanın güzelliğini, güzel kokuya teşbih ederek açıklamıştır.
Hz. Fatıma validemiz, Rasulullah Efendimizin irtihalinden sonra O’nun kabrine gitmiş, bir avuç toprak alarak koklamış ve bu kokuyu koklayana bir daha başka şey koklamasının gerekmeyeceğini söylemiştir. (Molla Cami, s. 32)
Koku Sürünme Amacı
Koku sürünmekte ki gaye ve maksat da önem arz etmektedir. Hadis-i şeriflerde Allahü Teala’nın rızası için güzel bir koku sürünenlerin, kıyamet günü miskten daha güzel kokarak geleceği, Allahü Teala’dan başkasının hoşnutluğunu kazanmak için güzel koku sürünenlerin ise kıyamet günü, leşten daha pis kokarak geleceği bildirilmiştir. (Abdürrezzak, el-Musannef, No: 7993)
Fıkıh kitaplarına baktığımızda Cuma namazına, Ramazan ve Kurban Bayramı namazlarına gidileceği, hac ve umre için ihrama girileceği zaman güzel koku sürülmenin müstehap olduğunu görmekteyiz.
Hz. Adem ve Misk Geyiği – Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde Koku-İnsan ve Hayat Dergisi‘nden yardım alınmıştır.