Çayın Osmanlıya Gelme Hikayesi yazımızda çayın Osmanlıya gelmesi ile yazarların çay ile ilgili kitaplar yazması, ilk çay fidanının dikilmesi, Osmanlı‘da çay yetiştirme denemeleri ve çayın Doğu Karadeniz’de yetiştirilmesini sağlayan 3 adamı yazdık.
Çayın Osmanlıya Gelmesi İle Yayınlanan Kitaplar
Çayın Çin’den Osmanlıya gelmesi ile ilk çay üstatları ortaya çıkmaya başlar. Damadzade Ebülhayr Ahmed, Çay Risalesini 1711 yılında yazar. Hazı İzzet, Çay Risalesini 1878 yılında yazmıştır. Ali Nazima Çay yazısını 1892 yılında yazmıştır. Mehmed Arif, Çay Hakkında Malumat yazısını 1912 yılında yazmıştır. Bu müellifler çayın kitaplarını yazmışlardır. Çayın Osmanlıya Gelişi ile birçok yazar çay ile ilgili kitaplar ve yazılar yazmıştır.
Çayın Osmanlıya Gelmesi İle İlk Çay Fidanının Dikilmesi
Doğu Karadeniz’de dikilen çayın yetiştirilmesi 19.yüzyıla dayanmaktadır. Türkiye’de ilk çay dikimi 19.yüzyılın son çeyreğinde Sultan İkinci Abdülhamid zamanında başlamıştır. Prof. Dr. Kemalettin Kuzu’nun araştırmalarına göre; Anadolu’da ilk çay 1878 yılında Hopa ve Arhavi yörelerindeki halk tarafından yetiştirilir. Çayın Doğu Karadeniz ile buluşması bölge halkının Rusya’dan getirdiği çay fidanlarını evlerinin bahçelerine dikmesi ile başlamıştır.
Osmanlı’da İlk Çay Yetiştirme Denemeleri
Osmanlı’da çay yetiştiriciliği hakkında bilinen ilk devlet desteği 1880’li yıllarının sonlarıdır. Japonya’dan ithal edilen çay fidanlarının Bursa’daki çiftliklerde ekimi yapılır. Ardından 1892 yılında tekrar Bursa, 1894 yılında İstanbul’da çay yetiştirilmeye çalışılır. Fakat iklimlerin çay yetiştirilmeye uygun olmaması neticesinde bu girişimler başarısız olur. Bu denemelerin başarısız olması üzerine, Osmanlı yönetimi 1894 yılında çay ekimi için şehirlere ziraat müfettişlerini gönderir ve arazi yapısını, iklim özelliklerini öğrenir. Çayın değerinin iyice büyümesi üzerine Osmanlı padişahı Sultan İkinci Abdülhamid, çayın yetiştirilmesi ve ticaretinin yapılması için Japonya’da ki çayların analizlerini yaptırtır. 1895 yılında Japonya’dan çay fidan ve tohumları İstanbul’a gelir. Değişik şehirlerde çay ekimi yapılır ve hepsinde de başarısız sonuçlar elde edilir.
Çayın Yetiştirilmesini Sağlayan 3 Adam
1896’da Buharalı Yusuf, Trabzon’da yetiştirdiği çay yapraklarından beyaz çay elde etmeyi başarır ve ürettiği çaydan Sulta Abdülhamid Han’a bir paket hediye olarak gönderir. Bu durumdan memnun kalan padişah, Trabzon’a bir heyet gönderir ve toprağının incelenmesini sağlar. Çayın ülkemizde bu denli popüler olmasını ve yetişmesini sağlayan bazı kişiler vardır. Rizeli Hulusi (Karadeniz) Bey, Halkalı Ziraat Mektebi hocalarından Ali Rıza (Erten) Bey ve Ziraat mühendisi Zihni (Derin) Bey bu kişilerdendir.
Hulusi Bey, 1912’de Batum’dan tedarik ettiği çay tohumlarını bahçesine eker ve kısa süre sonra biti filizlenir. Çay konusundaki tecrübelerini raporlaştırıp Ali Rıza Bey’e sunar. Ali Rıza Bey’de Batum’un zirai yapısını incelemek için 1918 yılında Batum’a gider. Batum’da Doğu Karadeniz’de çay yetiştirilebilme hakkında bir rapor hazırlar.
Türkiye’de modern çaycılığın kurucusu kabul edilen Zihni Bey, 1921 yılında çalışmalara başlar ve 1924 yılında ilk çay kanunu meclisten çıkartır. İlerleyen yıllarda Rize’deki ziraati koordine etmekle vazifelendilir. Zihni Bey, çay yetiştirme projesini daha bilinçli hale getirir. Köylüye verilen çay tohumlarının ekilmesiyle birlikte çay filizlenmeleri başlar. Böylece çay, Doğu Karadeniz’in en büyük gelir kaynağı haline gelir. Ülkemizin çay ihtiyacını ve çay ihracatını Doğu Karadeniz karşılamaya başlar. En son rakamlarda çay üretiminde dünya üçüncüsü iken, çay içiminde lider konumdayız.
Çayın Osmanlıya Gelme Hikayesi-İnsan ve Hayat Dergisinden yardım alınmıştır.