HaberTarım ve HayvancılıkYaşam

Çay ve Çayın Osmanlı’ya Geliş Öyküsü

Çay ve Çayın Osmanlı’ya Geliş Öyküsü yazımızda sohbetlerin tadını güzel kılan çayın, yetiştirilme ortamı, nereden geldiği, en çok hangi ülkelerin ürettiği, Türklerde çayın içilmesi ve çayın Osmanlılarca kullanılmaya başlamasını yazdık.

Sohbetlerin Ana Maddesi Çay

Çay binlerce yıldır sohbetin ve muhabbetin sembolüdür. Sıcak bir sohbetin özlemini duyduğumuzda sıcak çayımız hemen imdadımıza koşar. Ülkemizde ve dünyada çayın kullanımı oldukça yaygındır. Ülkemizde her saat içilebilmektedir. Ülkemizde sadece Doğu Karadeniz‘de yetişmektedir. Doğu Karadeniz’de yetişen çaylar, tüm ülkeye ve dünyaya gönderilerek çeşitli şekillerde demlenerek tüketilmektedir. Çayın şifası da insanların sağlığı açısından yararlıdır.

Çay ve Çayın Osmanlı'ya Gelişi
Çaylık

Çay Yetişme Ortamı ve Tarımını Yapan Ülkeler

Çay bütün dillere Çince’deki ç’a ve t’e kelimelerinden geçmiştir. Türkler çay derken, Ruslar chay, Araplar şây, Japonlar cha ve Avrupalılar tea demektedir. Çayın yetişme ortamı oldukça zorludur. Çayın bitkisi kışın yapraklarını dökmeden kalabilmektedir. Bol yağış alan, dumanlı, ılık ve nemli iklimlerde yetişmektedir. Küçük boylu, yarı tropik bir çalı türüdür. Çaygiller familyasındandır. Yeryüzünde üretilen çayların ham maddesi Çin kamelyasıdır. Çayın yaygın bir şekilde üretildiği ülkeler ise Hindistan, Çin, Sri Lanka, Bangladeş ve Japonya’dır. Bu ülkelerin yanında Arjantin, Azerbaycan, Birmanya, Endonezya, Malezya, Kenya, Mozambik, Brezilya, Şili ve Gürcistan gibi 40’ın üzerinde ülkede ekonomik düzeyde çayın tarımı yapılmaktadır.

Çay ve Çayın Osmanlı'ya Gelişi
Shen Nung

Çayın Hikayesi

Çayın hikayesi ilk olarak 5000 yıl önce Çin‘de başlamıştır. Anlatılan efsaneye göre Çin imparatoru Shen Nung, bir öğle istirahatındayken hizmetlileri kendisi için su ısıtıyordu. Bu sırada rüzgar suyun içerisine birkaç tane çay yaprağı düşürür. İmparator suyu içtikten sonra yüzünde mutluluk oluşur. İnsanın içini ferahlattığını ve kalbine huzur verdiğini söyler. Tarih kitaplarında ilk çayın tarımı yaklaşık 2 bin yıl önce Çin’de başladığı kayıt etmiştir. M.S. 4. asırda Çin’de yaygın olarak tarımı yapılmaktadır. 7.asırda hanedanlar tarafından himaye edilir. Binli yıllara gelindiğinde Çin, komşu ülkelere çayı ihraç etmeye ve ekonomisini güçlendirmeye başlar. Çayın tadı efsane bir şekilde dünyaya yayılır. Japonlar, Moğollar, Türkler ve diğer Asya kavimleri çayın lezzetine kendilerini kaptırırlar.

Çay Nasıl Yapılır? Porselen çaydanlık

Türklerde Çayın İçilmesi

Türklerde ilk çayı Çin’in komşusu Hunların içtiği ve Çin ile komşu olan diğer Türk devletlerinin de bu tutumu devam ettirdiği bilinmektedir. Hoca Ahmet Yesevi (k.s) hakkında anlatılan bir menkıbe de ise Türkler arasında çayın ne kadar yaygın olduğu anlaşılmaktadır. Türkistan köylerinden birinde misafir olan Yesevi hazretlerine ev sahibi sıcacık bir içecek ikram eder. İçeceği etkisi ile ter atan ve yorgunluğu üzerinden giden Yesevi hazretleri, çay ile ilgili şu sözleri söyler. “Bu şifalı bir bitkidir, hastalarınızı bundan içirin ki şifa bulsunlar, inşallah bu çay kıyamete kadar çok revaç bulur.” diye dua eder. Çayın etkisi Türklerde hızlıca yayılmaya devam eder.

İstanbul'a Göç-Karadenizli göçü

Çayın Osmanlı’ya Geliş Öyküsü

Çayın İpek Yolunu üzerinden Çin’den Osmanlı’ya gelmesi Avrupa’ya gelmesinden öncedir. 16. asırdan itibaren Memalik-i Osmaniye’de varlığı bilinen çay hakkında seyyah-ı alem Evliya Çelebi de Seyahatname’sinde bazı bilgiler vermektedir. Osmanlı’da 19. asrın ortalarına kadar sınırlı sayıda içilen çay, Tanzimat’tan sonra değişen hayat tarzı ile çayın içilmesi de artar. Çayın kokusu sokakları kapladıktan sonra ardı ardına çayhaneler açılır ve çay tiryakileri ortaya çıkar. Sokaklarda “Efendi! Güzel bir çay himmet et”sesleri yankılanmaya başlar.

İnsan ve Hayat Dergisinden yardım alınmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir