Tulumbacı Sendromu yazımızda tulumbanın ne olduğu, tulumbacıların yangın söndürmeye nasıl gittikleri ve tulumbacıların ana hedefler dışında yapmış oldukları hareketlerinin onları başka hedeflere yöneltmiş olmasını yazdık.
Tulumbacı Sendromu Nedir?
Tulumba, eskiden yangın söndürmede kullanılan bir araçtır. Tulumbacı ekibi genelde 4 kişiden oluşurdu. Ekibin önünde de bir tane reis olurdu. Tulumbacılar naralar atarak yangın yerine giderlerdi. Gençlerden oluşan ekip enerjik ve ayakları çıplak bir şekilde olay yerine giderdi. Elbiselerinin rengi beyaz ve kırmızı kuşakları vardı. 4 kişi tulumbayı omuzlayarak olay yerine koşarlardı. Önlerinde de reis koşardı. Tulumbanın içi boş ve tahtadandı. Yangın yerine gittiklerinde içine su koyarlardı. Suyu pompalayarak hortum aracılığıyla yangına püskürtürlerdi.
Tulumbacı Sendromu, bir insan belirli bir hedefe yönelmişken, ayak üstü aniden ortaya çıkan bir başka hedefe dönüp, ana hedefi gözden kaçırırsa bu olaya Tulumbacı Sendromu denilir. Ana hedefinizden sizi uzaklaştıran ani çıkan olayları yapma durumudur. Tulumbacılar da ana hedeften zaman zaman bu şekilde uzaklaşmaktadır.
Tulumbacıların Ana Hedeften Uzaklaşmalarının Nedenleri
5 genç yangın yerine hızlıca koşarken, mezarlık gördükleri zaman durup vefat edenlere dua okumaktadırlar. Bu durum onların ana hedeflerine geç ulaşmasına neden olmaktadır. Aynı şekilde türbelerinde önünden geçerken sandığı yere koyup dua etmektedirler. Sandığı ağır olması da indirip kaldırmayı zorlaştırmaktadır. Tulumbacıların ana amacı yangına hemen müdahale etmekti, ana amaçları dua etmek değildi. Yazılanlara göre yangını söndürdükten sonra aynı yerlerden geçerken bu sefer dua etmiyorlardı. İlk geçtiklerinde dualarını ettikleri için tekrar dua etmeye gerek duymuyorlardı. Burada yapılan hayrın sırasında bir karışıklık vardır. İlk önce yangına müdahale edilmesi daha sonra dua edilmesi gerekirdi.
Tulumbacıların bir diğer ana hedeften sapma durumu ise diğer tulumbacı ekibinin kendilerini yolda geçmesidir. Sollanan tulumbacılar onurlarının kırıldığını düşünmektedirler. Sollanan tulumbacılar tulumbalarını indirerek kuşaklarında taşıdıkları bıçaklarını çıkarmaktadırlar. Mecburen sollayan tulumbacılar da tulumbalarını indirerek bıçaklarını çekmektedirler. Her iki ekipte ana hedeflerinden şaşmış oldu. Birbirlerine saldıran tulumbacılardan hangisi galip gelirse, diğerinin sandığını kendi sandıklarının üstüne koyarak yangın yerine giderdi. Sandık kapma olayı adı verilen bu durum tulumbacılar arasında prestij meselesi idi. Çoğunlukla külhanda saklarlardı. Yangın ise ikinci planda kalmış oldu.
Günlük hayatımızda tulumbacı sendromuyla her zaman karşı karşıyayız. Trafikte, iş yaşamında, okulda, evde ana hedefi bize unutturacak bir çok ani çıkan hedefler bulunmaktadır. Ana hedefi önceliğimiz konumunda tutmalıyız.
Klinik Psikolog Prof. Dr. Üstün Dökmen’in videosundan yardım alınmıştır.