Anasayfa » Tarım ve Hayvancılık » Yeşil Devrim İle Tohum Değişimi Başladı

Yeşil Devrim İle Tohum Değişimi Başladı

Yeşil Devrim İle Tohum

Yeşil Devrim İle Tohum Değişimi Başladı yazımızda günümüzde sebze ve meyvelerin tadının eskisi gibi olmamasının kaynağını, ABD öncülüğünde başlatılan Yeşil Devrim ile tohumculuğun endüstrileşmesini ve Osmanlı zamanında yapılan tohumculuk ıslahlarını yazdık.

Tohum Değişimi İle İnsanların Ağız Tadı Değişti

Tohum ilk bakışta cansız görünebilir, oysa içinde hayat saklıdır ve sadece ortaya çıkmayı bekler. İyi bir tohum, bitkisel üretimin artırılmasında, dünyada açlığın sona erdirilmesinde, insanların uzaya çıkmalarından daha önemli ve anlamlıdır. Hazreti Allah’ın insanlara verdiği en güzel nimetlerdendir ve geleceğin güvencesidir. O’na sahip çıkmak, geleceğe sahip çıkmaktır.

Hepimiz aynı dünyada yaşıyoruz ve neredeyse aynı yiyeceklerle besleniyoruz. Günümüzde pazara veya markete gittiğinizde domates, salatalık, biber v.b şeyler almaya çalıştığınızda tezgahlarda birbirine benzeyen domatesler, tek boy biberler ve salatalıklar görürsünüz. Gözlerinizle bu sebzeleri görürsünüz, fakat kokladığınızda gerçek kokularını almazsınız.

1960’lı yıllarda aynı semt pazarından alışveriş yaptığınızı düşündüğünüzde hem görsel olarak ürünlerin farkına varırsınız, hemde kokularını alabilirsiniz. Eskilerden bugüne değişen bir şeyler oldu. Burnumuz koku almaz oldu, ağzımızın tadı bozuldu. Bunun nedeni ise tohumların günümüzde değiştirilmiş olmasından kaynaklıdır.

Yerli Tohum

Yeşil Devrim, Geleneksel Tohumu Devirdi

20.yüzyılın ortalarında, ABD öncülüğündeki bilim insanları bir şeyi öne sürdüler; “Nüfus artıyor ve bu artış gelecekte bizi aç bırakacak”. Bu sebep ışığında “Yeşil Devrim” ilan edildi. Böylelikle daha fazla ürün elde etmek amacıyla tohum ıslahı, makineleşme, pestisit, herbisit, kimyasal gübre ve sulama gibi çeşitli teknolojilerin tarımda kullanılması başladı. Bu devrim ile “mucize tohumlar” hayatlarımıza girdi. Devrimin ele aldığı tohumlar genelde buğday, pirinç ve mısırdı.

1950 ve 1970’li yıllarda, ABD ve diğer gelişmiş ülkelerin çoğunda, Yeşil Devrim uygulanmaya başladı. Meksika’da bu yönde parlayan ülkelerden oldu. Rockfeller Vakfı ve devlet desteğiyle ülkede yüksek verimli tohumlar geliştirildi. Meksika’nın ardından, Hindistan’da da destekle birlikte tarım gelişti ve üretim arttı.

Tarımda Kooperatifleşmenin Önemi

Yeşil Devrim İle Çiftçiler Şirketlere Bağımlı Hale Geldi

Başlarda her şey iyi gidiyor gibi göründü. Tohum sektörü endüstrileşmeye başlamış ve üretim artmıştı. Fakat gerçekler göründüğü gibi olmadı. Yeni tohumlar, eskilerin değerli yönleriyle beraber yok olup gitmesine neden oldu. Ayrıca yeni tohumlar topraktaki azotu daha fazla tüketerek, toprağın hızlıca fakirleşmesine neden oldu. Yeşil Devrim, geleneksel tarımı devirdi geçti. Yeşil Devrim’in yüksek verimli tohumları başlangıçta birkaç kez ürün verirken, ilerleyen yıllarda verimini azalttı. Böylelikle çiftçiler, tohumda şirketlere bağımlı hale gelmiş oldu.

Yerli Tohum Üretiminin Önemi

Tohumculuğun Endüstriye Dönüşmesi

Tohum, üretilen bitkisel ürünlerin kalite miktarını belirler. Tohumun endüstri haline gelmesi çok yakın bir zamana denk geliyor. Çiftçinin tarlasında yetiştirdiği ürününden, bir sonraki sene ekeceği tohumu ayırdığı durumdan, her yıl yeniden tohumluk satın alma durumuna geçmesinde tohum endüstrisinin rolü büyük olmuştur. Hızlı gelişen genetik bilimi, biyoteknoloji, tohumluk endüstrisinin giderek bilime dayalı ve ekonomik bir sektör haline gelmesini sağladı. Türkiye’de de tohumculuk sektörü yasal bir boyut kazanınca, gelişme alanı buldu.

Ekmek Tüketmenin Zararları-Buğday tarlası
Buğday

Tarımda Modernleşme ve Devamında Tohumculukta Islah Çalışmaları

Osmanlı Devleti için yenilenme ve düzenleme yüzyılı diyebileceğimiz 19.yüzyılda, tarımın her türlü ıslahı da yer almaktadır. Bu yüzyılda Osmanlı devlet adamları, kendileri ile benzer nüfus ve arazi oranlarına sahip olan Avrupa devletlerinin modern tarım yöntemlerini inceleyerek onlardan faydalanmaya karar verdi. Bu amaçla 1838 yılında Hariciye Nezareti’ne bağlı Ziraat ve Sanayi Meclisi ve sonrasında Meclis-i Umur-ı Nafia kuruldu. 1843’te Ziraat Meclisi kuruldu ve vilayetlere o bölgenin zirai kapasitesini belirlemek ve artırmak amacıyla ziraat müdürleri gönderildi. Bu gelişmelerin amacı ise devletin genelinde modern tarım uygulamalarını yaygınlaştırmaktı. Bu amaca yönelik Yeşilköy’de Ayamama Çiftlik-i Hümayunu’nda bir ziraat mektebi açıldı.

Tohumculukta ise genel olarak pamuk üzerinde duruldu. Amerika ve Mısır’dan pamuk tohumları getirilerek halka dağıtıldı. Amerikan pamuk tohumunu almanın sebebi olarak, yüksek verim gösterildi.

Osmanlı’da tarımda modernleşme çalışmaları üzerinde durulurken 1920’lerden sonra tohumluk üretiminde sistemli ve geniş çaplı çalışmalar başladı. 1925’de Islah-ı Büzür adı ile “Eskişehir Tohum Islah İstasyonu” kuruldu. Adapazarı ve İstanbul’da da aynı tesisler açıldı. Bu tesislerde ilk çalışmalar buğday üzerine yapıldı. O günün Türkiye’sinde tarım uygulamaları, geleneksel tarım uygulamalarının dışına çıkmıyordu. Bilgi, teknik ve alet-ekipman noksanlığı, verimin düşük seviyede olmasına sebep oluyordu.

Buğdayda başlayan çalışmalar, köy çeşitleri üzerinde seleksiyon ve adaptasyon olarak yoğunlaştı. Amaç, kışa dayanabilecek güçte sert bir buğday elde etmek, aynı zamanda mayıs yağmurlarından istifade edebilecek derecede yavaş gelişen, fakat hastalık tehlikesinden evvel tanelerini çıkarabilecek yumuşak buğday cinsi elde etmekti. Neticede çalışmalar sonuç verdi ve saf hatlar oluşturularak istenen özelliklerde tohum üretimi yapıldı.

1980’li yıllarda tohum ıslah çalışmalarına özel sektörde dahil oldu. 80’li yıllardan sonra gelişen hibrit teknoloji ile tohum ve tohumculuk bambaşka bir hale büründü. Böylece hayatımıza bütünüyle yeni tohumlar girmiş oldu.

Yeşil Devrim İle Tohum Değişimi Başladı-İnsan ve Hayat Dergisi‘nden yardım alınmıştır.

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir