Yaşam

Şeyma Güngör Türk Halk Edebiyatına Dair

Şeyma Güngör Türk Halk Edebiyatına Dair yazımızda Prof. Dr. Şeyma Güngör’ün Türkolog olma yolunu, Nihat Sami Banarlı’nın onun üzerindeki etkisini ve Halk dili edebiyatına yönelmesini yazdık.

Şeyma Güngör Edebiyatçı Olma Hikayesi

Prof. Dr. Şeyma Güngör, İstanbul Beşiktaş doğumludur. Beşiktaş’ta büyümüş ve Beşiktaş’ın etkisi hayatında büyük olmuştur. Babası Sivaslı’dır. Annesi ise Rumeli göçmenlerindendi. Milli hassasiyetlerini annesinden, okuma istediğini babasından almıştır. Türkolog olarak görev yapmaktadır. Türkolog: Türkçe dilinin, edebiyat, tarih, din ve Türk toplumlarının manevi, maddi kültürünü sistematik şekilde toplayan ve araştıran kişidir. Güngör, Beşiktaş’ta bulunduğu zamanlarda farklı kültürlerden insanların yaşamlarını, farklı dinlerden gelen insanların İstanbul kültürü ile nasıl etkileşimde olduğunu bizzat görerek ve annesinden bilgiler alarak öğrenmiştir.

Lise yıllarında okulda her gün film şeklinde fizik dersleri verilirdi. Bu fizik dersleri sayesinde fiziğe olan ilgisi artmıştır. Edebiyat derslerine gelmeye başlayan Suzan Karamanlıoğlu, Şeyma hanımın üzerinde iyi bir etki oluşturmuştur. Fizik sevgisinin yanında edebiyata olan ilgisi de artmıştır. Suzan Karamalıoğlu’nun etkisi Sevinç Çokum’u da kaplamıştır. Edebiyat fakültesi Türkoloji bölümü o yıllarda çok itibarlı bir bölümdü. Tarih ve Edebiyat günümüzde itibarını kaybetmiştir.

Şeyma Güngör Türk Halk Edebiyatı

Nihat Sami Banarlı’nın Etkisi

Nihat Sami Banarlı İle tanışması Şeyma hanım için büyük bir mutluluk kaynağı olmuştur. 9 yıl boyunca Nihat beyin yanında çalışmıştır. Nihat beyin her kesimden çok fazla tanıdığı olduğu için Şeyma hanıma orada bulunmak büyük bir tecrübe kazanmasını sağlamıştır. Nihat Sami Banarlı’nın milli şuur bakımından yetiştirdiği çok fazla kişi vardır. Şeyma Güngör, Erol Güngör ile evlenmiştir. Evlenmeleri de hocalarının birbirlerine uygun görmesi ile oluşmuştur. Şeyma hanım üniversitede asistanlık yapmıştır. Daha sonra lisede öğretmenlik yapmıştır. Aynı anda da doktorasına devam etmiştir. Üniversitede kadro açıldıktan sonra fakültede eğitim vermeye başlamıştır. Türkoloji dalında Fuzuli alanında çalışmalar yapmıştır. Hadikatü’s süeda’da ilerledikten sonra Halk edebiyatına yönelmiştir.

Halk Dili Edebiyatına Yönelme

YÖK’ün 1983 yılında kurulması ile Türk dili edebiyatı bölümlerinde Halk dili edebiyatı derslerinin okutulmasını zorunlu kılmıştır. Akademik bakımdan Halk edebiyatı çok yeni bir alan olarak açılmıştır. Şeyma hanımın bulunduğu üniversite de Halk edebiyatı dersleri vermeye başladı. Şeyma hanımda destanlar dersini vermeye başladı. Halk edebiyat derslerinin yeni olması nedeniyle bir öğrenci gibi ders çalışmıştır ve öğrencilerine yeni konular anlatmıştır. Halk edebiyatının önemini bu çalışmalar ile iyice kavramıştır.

Halk edebiyatının bir millet için ne kadar önemli olduğunu bu çalışmaları ile görmüştür. 1996 yılında yapmış olduğu çalışmalar ile İstanbul Üniversitesinde Türk Edebiyatı kürsüsü açılmıştır. Halk edebiyatı oluştuğu zamanın belgesi niteliğini taşımaktadır. Edebi eserler hem estetik hemde belge yüklüdür. Halk edebiyatının belge yönünün önemi, Şeyma hanımı bu alana yönlendirmiştir. Halk edebiyatı toplumun eseri olduğu için toplumun kişiliğini yansıtmaktadır. Toplumda yaşanan olayları ana hatları ile birlikte anlatan eserlerdir. Dede Korkut hikayeleri 9.asırdaki Orta Asya kültürünü halk edebiyatı şeklinde anlatmaktadır. İlk okuduğunuzda zevk almayabilirsiniz fakat zamanla çok değerli bir eser olduğunu anlayacaksınız. Şeyma hanım öğrencilerinin Dede Korkut hikayelerini okumasını ister ve sınavlarında bu eserlerden sorular sorardı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir