Mescid-i Nebevi’nin İnşası, Mescid-i Nebevî’nin yapılacağı mahal, Rasülullâh Efendimiz (s.a.v) hicreti esnasında Medine-i Münevvere’ye teşrif ettiklerinde devesi Kasvâ’nın ilk çöktüğü yerdi.
Mescid-i Nebevi’nin İnşası
Mescid-i Nebevî inşası için Rasülü Ekrem Efendimiz (s.a.v) arsayı mescit yapmak için, Sehl ve Süheyl isimli iki yetimden satın almak istediğini bildirdi. Onlar ise arsalarını bedelsiz hibe etmek istediler. Rasülü Ekrem bu durumu münasip görmeyip yaklaşık 10 miskal (48 gram) altına satın aldılar ve Hz. Ebûbekir’e ödemesini emir buyurdular.
Mescid-i Nebevi Hakkında Bilgiler
Mescid-i Nebevî’nin yapılacağı zemin mükemmel hale getirildikten sonra inşaat levazımatı tedarik edildi. Daha sonra kazıklar yere çakıldı ve mescidin temeli atıldı. Temelini zemine kadar 1,5 metre civarı taş ile ördüler. Bina üstüne kerpiç ile yapıldı. İlk inşa sırasında mescidin uzunluk ve genişliği 70 zirâ idi. 1 zirâ = yarım metre. Kıble Mescid-i Aksâ’dan Mescid-i Harâm’a çevrildiğinde mescid 100’er zirâ murabba/kare şeklinde genişletilmiştir.
Hayat Ancak Dünya Değil, Ahiret Hayatıdır
Rasülü Ekrem Efendimiz, Mescid-i Nebevî’yi ashabıyla birlikte inşa etmişlerdir. Ashabıyla birlikte bizzat taş taşır ve “Allahım hayat ancak dünya değil ahiret hayatıdır. Ensar ve Muhacirleri mağfiret buyur” ve “Bu taşıdığımız kerpiç vesaire Hayber’in hurma ve üzüm yüklerinden daha hayırlıdır; muhakkak bunun Cenâb-ı Hak katında sevabı en çok, faydası devamlı ve sırf ahiret ameli olduğundan daha temizdir” buyurmuştur.
Mescid-i Aksâ tarafında bir mihrap ve üç kapı yapıldı. Biri cümle kapısı, diğeri Babü’r-Rahmet kapısı, sonuncusu ise Rasülullâh’ın girdiği kapıdır. Mescid-i Nebevî, hicretin ikinci senesi Safer ayında tamamlandı. Üzeri ise hurma dallarıyla örüldü. Daha sonra zevcât-ı mutahharât için mescidin sağ ve sol tarafında 9 hücre yapıldı.& Mescid-i Nebevî’nin temeline başlanacağı esnada Hazret-i Cibrîl indi ve duvarlarının yedişer arşın yüksekliğinde olmasını, hiçbir cihetine nakış ve ziynet yapılmamasını ve harcın sadece çamurdan ibaret olmasını tavsiye eyledi. Rasülü Ekrem Efendimiz bir taş alıp mescidin temeline besmele ile koydular. Sonra Hz. Ebûbekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (r.h)’ye sıra ile birbirini yanına taş koymalarını emir buyurdular. Bunun, onların hilafetlerine işaret olduğunu beyan ettiler.
Rasülullâh Efendimiz (s.a.v) kıble değiştirildiğinde Mescidü’l-Kıbleteyn’de öğle namazını kıldıktan sonra Mescid-i Nebevî’ye teşrif buyurdular. Müteakiben Hz. Cebrail indi ve:”Ya Rasülullâh! Ben haremin arasındaki ağaç ve taşları kaldırdım. Mescidinizin mihrabını Beytullâh’a bakarak tayin edip yerleştiriniz.”dediler. Rasülü Ekrem Efendimiz Beytullâh’ı gözleriyle gördükten sonra mihrabın yerini bizzat tayin ettiler. Mihrab-ı şerifin Mizab- Rahme’ye mukabil bir noktaya müteveccih olduğunu haber verdiler. Bu vak’a Bedir gazasından iki ay önce olmuştur.
Mescid-i Nebevi’nin İnşası-İnsan ve Hayat Dergisi‘nden yardım alınmıştır.