Maden Suyu ve Sodanın Farkı? Maden Suyunun İçindekiler yazımızda insan sağlığı açısından çok faydalı olan maden suyunun içeriğini, sodanın ne olduğunu ve maden suyu tüketirken dikkat edilmesi gerekenleri yazdık.
Maden Suyu ve Soda
Yer altından normal suyun yanında içerisinde çeşitli mineral ve elementlerin bulunduğu soğuk veya sıcak maden suları da çıkmaktadır. Anadolu’nun birçok yerinde maden suları bulunmaktadır. Zamanında buralarda yaşayan Frigyalılar, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı tarafından günümüze kadar bu sular şifa bulmak amacıyla kullanılmıştır.
Bir suyun, maden suyu sayılması için bünyesinde 1 litrede en az 1000 mg erimiş madde bulundurması gerekir. Maden sularının üzerinde toplam mineral sayısı verilmektedir. Doğal maden suları, içerisinde kalsiyum, potasyum, sodyum, magnezyum, demir, florür, bikarbonat, klorür, sülfat gibi mineralleri bulundurur. Ölçülü olarak içildiğinde faydalıdır. Maden suyunun meydana gelebilmesi için onlarca, hatta yüzlerce yıl geçmesi gerekiyor.
İnsanoğlu maden suyu kavramını karıştırarak yapay yollarla imal edilen mineralli sular üretiyor. Bunlara soda deniyor. Aldığınız şişelerde doğal maden suyu ibaresi olup olmadığına dikkat edin. Aksi halde fayda yerine zarar satın alabilir, zengin mineralli su, doğal mineralli su diye kimyasal işlemlerle elde edilen ve sağlıklı olup olmadığı noktasında şüpheler olan suları içebilirsiniz.
Meyveli Maden Suyu
Araştırmacılar, soda diye tabir edilen yapay maden sularının yanında doğal maden suyunun meyveli olanlarının dahi zararlı olduğunu belirtmektedir. Meyveli maden suları, güneşe maruz kaldığında aşırı kanserojen madde içermeye başladığı ifade edilmektedir. Meyveli denen maden sularına yapay meyve aroması, tatlandırıcı, şeker gibi katkı maddeleri ekleniyor. Meyveli maden suları yerine en güzeli olan sade doğal maden suları tercih edilmelidir. Doğal maden suyuna meyve parçaları eklenebilir. İçerisine bir dilim limon koyduğunuzda, en doğal meyveli maden suyunu elde edersiniz.
Dikkat Edilecekler
Çevre ve toprağın kirlenmesiyle yer altından gelen her türlü sular bu kirlilikten etkilenmektedir. Maden suları da aynı şekilde etkilenmektedir. Topraktaki minerallerin farklılığına göre değişik yerlerden çıkan maden sularındaki mineraller ve bu minerallerin yüzdelik oranları da farklılık gösterebilir. Bunun için içme sularını zaman zaman değiştirdiğimiz gibi, maden sularını da farklı minerallerden istifade etmek için bazen değiştirmek gerekir.
Maden suları çoğunlukla cam şişelere doldurulup satılmaktadır. Bunun yanında plastik şişelerde de satılmaktadır. Maden suları, içerisinde birçok mineral bulunduğu için plastik ile normal sudan daha fazla etkileşime girerek zararlı hale gelebilir. Bunun önüne geçmek için cam şişelerde maden suları tercih edilmelidir.
Doğal maden sularına karbondioksit ilave edilir. Üzerindeki etiketlere baktığımızda genelde “Karbondioksit ilave edilmiştir” ibaresinin küçük harflerle yazıldığı görülmektedir. Doğal maden suyunu karbondioksit olmadan içmek isteyenler, şişeyi açtığında 5 dakika bekleyerek karbondioksitin uçup gitmesini sağlayabilir.
Doğal maden suları genellikle faydalıdır. Cilt sağlığına, fizyolojik fonksiyonları desteklemeye, enerjik ve dinç kalmaya yardımcı olur. Yüksek tansiyonu olanlar dikkat etmeli ve aşırı tüketimden uzak durmalıdır. Maden suyunda sodyum minerali bulunmaktadır. Bu da aşırı olursa tansiyonu etkileyebilir.
Maden Suyunun İçindeki Mineraller ve Faydaları
Maden suyunun içerisinde birçok mineral bulunmaktadır. Yer altından suyla gelen her bir mineral, vücuda ayrı ayrı fayda sağlar. Bunlardan en önemlileri şunlardır:
- Kalsiyum: Kemik, diş ve kalp sağlığı, kan pıhtılaşması, sinir uyarı iletimi.
- Magnezyum: Kalp, kas ve sinir sağlığı ve enerji üretimi.
- Sodyum: Su-elektrolit dengesi, sindirim desteği, asit-baz dengesi uyarı iletimi.
- Potasyum: Hücre metabolizması, su dengesi.
- Florür: Diş ve kemik sağlığı.
- İyodür: Tiroid bezi fonksiyonları desteği.
- Klorür: Su-elektrolit dengesi, sindirim desteği.
- Bikarbonat: Mide fonksiyonları, kan ve idrarda asit-baz dengesi.
- Sülfat: Kalın bağırsak fonksiyonları, safra kesesi ve fonksiyonlarının uyarılması.
Kaynak: İnsan ve Hayat Dergisi‘nden yardım alınmıştır.