İlk Gıdamız Süt, Süte Yapılan Hileler ve Sütle İlgili Hikayeler

İlk Gıdamız Süt

İlk Gıdamız Süt, Süte Yapılan Hileler ve Sütle İlgili Hikayeler yazımızda sütün insanlık için önemini, süt ve sütten yapılan ürünlerdeki hileleri ve sütle ilgili önemli hikayeleri yazdık.

İlk Gıdamız Süt

Süt, dünyaya geldikten sonra aldığımız ilk gıdadır. Saftır, paktır, helal bir gıdadır. Kur’an-ı Kerim‘de; “Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardır. Size işkembelerindeki yem artıklarıyla kandan meydana gelen, içenlere içimi kolay halis bir süt içermekteyiz.” (Nahl Suresi, ayet 66) buyurulur. Bu ayeti kerime bize, sütün renk, tat, koku ve saflığının bozulmadan ihsan edilmesindeki ibretleri bildirir.

Her hayvanın etini yemek helal olmadığı gibi, sütünü içmek de helal değildir. Eti yenen hayvanların sütleri ve bu sütlerden elde edilen yoğurt, ayran gibi mamuller helaldir. Hanefi mezhebine göre at sütünün temiz ve helal olduğu ifade edilmiştir. (Molla Hüsrev, Dürer, I)

Yeni doğan bebekler için anne sütü beslenmede çok önemlidir. Çocuğun fiziki gelişim ve hastalıklara karşı direnç kazanması açısından yardımcı olmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de anne sütüne işaret eden ayeti kerimeler de bulunmaktadır. “Biz insana, ana ve babasına iyilik yapmayı tavsiye ettik. Anası onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu. Onun ana karnında taşınması ile sütten kesilme süresi otuz aydır.” (Ahkaf Suresi, ayet 15) Bebek için hiçbir gıda, ana sütünün yerini tutamaz.

Süt Üretimindeki Azalış

Kaliteli Yem, Kaliteli Süt

Sütün kalitesi ve şifası, hayvanın yediği yem ve otlarla ilgilidir. Hayvan ne kadar doğal yemler yerse sütü de o kadar faydalı ve besleyici olmaktadır. Özellikle mayıs ayında çeşitli otlar ve tohumlar boldur, bu zamanlarda beslenen hayvanların sütleri ve ondan elde edilen ürünler en sağlıklı ve en şifalı olanlarıdır. Suni yemlerle beslenen hayvanların sütleri çok olabilir ama her çok olan şeyin iyi ve kaliteli olduğunu söylemek mümkün değildir.

Süt çabuk bozulmaktadır, bu yüzden taze alınan sütten içilebilecek kadar olanı ayrılmalı, kalanı mayalanıp yoğurt yapılmalıdır. Yine de bozulan sütü kaynatıp lor yaparak değerlendirilebilirsiniz. Bu şekilde israftan kaçınılmış olunur. Ekşiyen yoğurt da süzülerek suyunun akması sağlanır, süzme yoğurt yapılarak yoğurt çorbası gibi yemeklerde kullanılabilir.

Gerçek Yoğurt İyi Eder, Kötü Yoğurt Hasta Eder

Sütten en sağlıklı şekilde istifade yollarından birisi de yoğurt yapmaktır. Ev yapımı yoğurt en sağlıklı ve faydalı olandır. Doğal olarak mayalanan yoğurt, probiyotik bir ürün olması sebebiyle kanseri önlemede oldukça tesirlidir. Bunun aksine ticari maksatla üretilen, içerisinde farklı katkı maddelerinin olduğu, uzun süre dayanması için birçok işleme tabi tutulan yoğurtlar, hastalıklara neden olabilir. Mayalanan yoğurt zamanla sulanır ve ekşimeye başlar. Bu yoğurtlar ev de yapılan doğal olanlarıdır. Birtakım hazır yoğurtlar ise haftalarca ekşimeden, sulanmadan durabilmektedir. Bu durum anormaldir.

Bilindiği gibi yoğurdu ilk defa yapan Türklerdir. Yoğurt kelimesi bütün dillere Türkçeden geçmiştir. Atalarımız göçebe yaşadığı yıllardan beri hayvancılığı bırakmamış, hayvan yetiştiriciliğine ve onlardan elde edilen ürünlere değer vermiştir. Türk milletinin, doğal ve sağlıklı yoğurdu koruma konusunda sorumluluğu bulunmaktadır.

Süt ürünlerinden elde edilen, yaygın olarak kullanılan diğer bir içecek ayrandır. Günümüzde ayran ile ilgili olarak ticari kaygıların öne çıkması sebebiyle uzun süre dayanması amaçlanıyor. Direkt olarak sütlerden veya süt tozundan yapılıyor ve plastik ambalajlarda piyasaya sürülüyor. Bunun yerine, gerçek yoğurttan yapılması ve cam kaplarda korunması gerekiyor.

Hayvancılığın Sorunları

Hile Yapılan Süt Ürünleri

Süt sektörü de para kazanma hırsına kapılıp hileli ürünler üretmeye başladı. Hile çamuru ayaklarına bulaşmış insanlar, sütü de bu girdaba sürüklemeye çalışıyorlar. Sütte yapılan en basit ve bilindik hile su katılmasıdır. Sıcak havalarda sütün bozulmasını ve içerisinde bakteri üremesini önlemek için kanunen yasak olmasına rağmen karbonat, hidrojen peroksit gibi zararlı kimyasal maddeler ilave edilmektedir.

Yoğurdun daha sert ve kıvamlı olması için nişasta, jelatin ve pektin gibi maddeler katılmaktadır. Normal bir sütün içerisindeki yağ oranı %3,5-4 civarındadır. Bazı firmalar maliyeti düşürüp fazla kazanç sağlamak adına bu yağın bir miktarını tereyağı yapabiliyor. Bu işlem sütlerdeki yağ oranını %1,5-2 oranına kadar düşürüyor. Bu sütle yapılan yoğurtlar yağsız veya az yağlı oluyor. Satın almış olduğunuz tereyağlarında gıda boyası, margarin, ayçiçek yağı, palm yağı gibi sıvı yağlar ve hayvansal yağlar da katılabiliyor.

Hayvancılığın Sorunları

Sütle İlgili Hikayeler

Hazreti Ömer ve Süte Su Katma

Hazreti Ömer Efendimiz‘in (radiyallahü anh) halifeliği döneminde bir kadın ile kızı arasındaki konuşma tarihe geçmiştir. Sıcak bir yaz günü otlar kurumuş, hayvanların sütleri azalmıştır. Anne, kızına sütlerin azaldığını, süte biraz su katıvermesini söyler. Kızı bu söyleneni duymazdan gelir. Annesi aynı şeyi tekrar edince kız, halifenin süte su katılmasını yasakladığını söyleyerek kendisini bu vebalden kurtarmak ister.

Annesi üçüncü defa; “Kızım sen süte biraz su katıver, halife bizi nereden görecek?” der. Bunun üzerine kızı o can alıcı sözünü söyler. “Anne! Anne! Her ne kadar bizi Halife Hazreti Ömer (radiyallahü anh) görmese bile onu da, beni de, seni de yaratan Hazreti Allah görüyor, ona ne diyeceğiz?” deyince annesi ağlamaya başlar.

Konuşmaları, o anda yoldan geçmekte olan Hazreti Ömer (radiyallahü anh) de duyar. Halife, süte su katmayan kızı, oğluna gelin olarak alır. Ve onların neslinden, adaletiyle ikinci Ömer denilen Ömer b. Abdülaziz (rah.) gelir.

Şüpheli Süt ve Halife Hazretleri

Hazreti Ebu Bekir Efendimiz (radiyallahü anh) halife iken bir gün hizmetçisi kendisine bir bardak süt ikram eder. Halife hazretleri bu sütü içip nereden geldiğini sorar. Hizmetçi, cahiliye döneminde birisine kehanette bulunduğunu buna karşılık olarak kazandığı para ile bu sütü aldığını söyler. Bunu öğrenen Hazreti Ebu Bekir (radiyallahü anh) şüpheli gördüğü bu durumdan kurtulmak için parmağını ağzına götürerek bütün gayretiyle midesinden bu sütü çıkarır. Sonra da Cenab-ı Hakk’a dua ederek gücü yettiği kadar şüpheli olan bu sütü midesinden çıkardığını, eğer geriye midesinde damlalar kalıp kanına karıştı ise bunu affetmesini niyaz eder.

Peygamber Efendimiz (Sallalahü Aleyhi Vesellem) ve Süt Mucizesi

Abdullah bin Mesud (radiyallahü anh), Ashab-ı Kiram’ın en faziletlilerinden ve fakihlerinden pek büyük bir zattır. Henüz çocuk iken çobanlık yaptığı sırada Resulullah‘ın (sallalahü aleyhi vesellem) mucizesini görüp Müslüman olmuştur. Bu hadiseyi şöyle anlatıyor: Ben henüz baliğ olmuş bir çocuk iken Mekke’de Ukbe bin Ebu Muayt’ın koyunlarına çobanlık yapıyordum. Bir gün Peygamber Efendimiz (sallalahü aleyhi vesellem) ve Hazreti Ebu Bekir (radiyallahü anh), yanıma geldiler. Bana: “Ey çocuk, yanında bize ikram edebileceğin süt var mı?” diye sordular.

“Ben bu koyunların sahibi değilim, ben sadece emanetçiyim.” dedim. Peygamber Efendimiz (sallalahü aleyhi vesellem): “Peki, bunların içinde hiç yavrulamamış olanı var mı?” diye sordular. “Evet, var.” dedim ve hemen onu yanlarına getirdim. Hazreti Ebu Bekir (radiyallahü anh) onu tuttu, Peygamber Efendimiz (sallalahü aleyhi vesellem) de memesini tutup dua buyurdular. Hemen memesi sütle doluverdi. Sütü sağdı, kendisi ve Ebu Bekir içtiler. Sonra memeye “Sütünü çek.” buyurdular. Sütü hemen çekiliverdi, önceki haline döndü.

Kaynak: İnsan ve Hayat Dergisi‘nden yardım alınmıştır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir