SağlıkTarım ve HayvancılıkYaşam

Hastalıkların Teşhisinde Köpeklerin Hassas Koku Alma Özelliği Kullanılıyor

Hastalıkların Teşhisinde Köpeklerin Hassas Koku Alma Özelliği Kullanılıyor yazımızda hastalıkların teşhis edilmesinde özel eğitimli köpeklerin kullanılmasının sağladığı faydaları yazdık.

Hastalıkların Teşhisinde Köpeklerin Hassas Koku Alma Özelliği Kullanılıp Tedaviye Başlanıyor

Kayıp insanların bulunmasında, uyuşturucu kaçakçılığı operasyonlarında uzun yıllardır, köpeklerin koku duyusundan faydalanıyor. Artık, hastalıkların teşhis edilmesinde de koku yöntemi uygulanmaya başlandı. Son 10 yıl içinde birçok tıbbi araştırmaya, köpeklerin burunları da dahil edildi. Araştırmacılara göre, bazı hastalıklar ve enfeksiyonlar, özel kokular yayıyor ve bu kokuları köpekler kolayca alabiliyor. Bu durum şaşırtıcı olsa da gerçektir.

Vücudumuzda dengeler değişip işler yolunda gitmediğinde, yayılan koku hemen değişir. Bu durum herkes tarafından anlaşılmamaktadır, fakat burnu hassas olan canlılar tarafından bu durum kolaylıkla anlaşılabilmektedir. Kötü huylu tümörlerin, parkinsonun hatta Covid-19‘un dahi kendine has kokusu bulunmaktadır. Mesela kötü huylu tümörler ve kanserli hücreler, dışarıya birtakım organik uçucu kimyasal maddelerin kokusunu yayar.

Köpekler de bu kokuları rahatlıkla alabilmektedir. Bilim insanları, köpek burnunun, koku molekülü tespit eden tıbbi cihazlardan 10 bin kat daha hassas olduğuna dikkat çekmektedir. Köpekler mesane, böbrek, bağırsak kanseri gibi idrar ve dışkı yoluyla koku yayan kanser türlerini, yaratılışlarındaki normalin üstündeki koku alma duyuları sayesinde kolaylıkla alabiliyorlar. Bunun yanı sıra, insanların tenini koklayarak deri kanserini, nefesleri koklayarak da akciğer kanserini belirleyebiliyorlar. Dünyanın birçok noktasında, köpeklerin bu özelliğinden faydalanılarak, hastalık tespit çalışmaları yapılmaktadır.

7 Soruda Merhametlik Testi-Merhametli Çocuk

Köpekler İlk Önce Eğitimden Geçiriliyor

Eğitim alan köpekler, kanserin ve bakteri enfeksiyonlarının yanı sıra kan şekeri seviyelerindeki değişiklikleri ve organik keton maddelerini de koklayarak, normal olmayan kokularda tepki vermeyi öğreniyorlar.

Finlandiya‘da bir havalimanında başlatılan yeni çalışmada özel eğitimli 4 köpek, yolcuların Covid-19 taşıyıp taşımadığını tespit etmek için kullanılıyor. Covid-19 bulaşan hastalardan alınan materyaller, köpeğe sunularak eğitiliyor ve burunları alıştırılıyor. Sonrasında köpek, aradığı kokuyu bulduğunda büyük bir heyecan gösteriyor ve böylece virüs bulaşmış kişi tespit ediliyor. Köpekler bu aşamada %94’lük bir başarı göstermiştir.

Ketonlar, kan dolaşımındaki düşük insülin ve yüksek kan şekeri sinyalini veren toksik yani zehirli asitler olarak biliniyor. Bu durumu fark eden köpekler, sahiplerine, şeker nöbetine ya da şeker komasına girmek üzere olduklarını haber veriyorlar. Bazı köpekler de sahiplerinin nefeslerine ya da salgıladığı kokulara değil de davranışlarındaki değişikliklere odaklanacak şekilde eğitiliyor. Bu şekilde yüksek tansiyon, kalp ya da epilepsi krizlerini, başlamadan hissedip sahiplerini uyarıyorlar. Koku duyuları, insanlardan yaklaşık olarak 10 bin kat daha fazla olan köpeklerden, Covid-19 taşıyan kişileri tespit etmeleri için yardım alınabiliyor.

Parkinson Hastalığı Belirtileri
Parkinson Hastası

Hastalık Kokusuyla Erken Teşhis

2015 yılında, emekli hemşire Joy Milne, kocasında misk benzeri bir koku olduğunu fark etti. Eşine, 12 yıl sonra parkinson teşhisi koyulan Milne, aradaki bağlantıyı ancak yıllar sonra, pek çok parkinson hastasının buluştuğu destek gruplarına eşiyle beraber katıldığında fark etti. Bunun üzerine Nörobilimci Tilo Kunath‘a danışan Milne’ye, bu alanda pek çok test uygulandı. Parkinson hastalarının ve hasta olmayan kişilerin kıyafetlerini koklayan Milne’nin hasta olan bireyleri fark etmesi, bilim insanlarını şaşırttı. Koklamış olduğu tişörtlerden sadece birinde yanıldı. Parkinson hastası olmayan birinin tişörtünde parkinson kokusu aldığını söyledi. Fakat gerçek, aylar sonra ortaya çıktı. O an sağlıklı olduğu zannedilen kişiye, 8 ay sonra parkinson teşhisi konuldu. Hastalık henüz belirti vermezken, hastanın yaydığı koku, erken teşhis için önemli bir veri oluşturuyordu.

Yıllar süren araştırmalar sonucunda parkinson hastalarının ciltlerinde normal düzeyin üzerinde hippürik asit, ikozan ve octadecanal bulunduğu tespit edildi. Bu bileşenler, yağ bezelerinin meydana getirdiği, herkeste bulunan, sebum adı verilen bir sıvıda saklanıyor. Hastalarda ise bu sıvı çok daha fazla salgılanıyor ve kimi zaman egzamaya dahi sebep olabiliyor.

Parkinson hastalığına sebep olan ciltteki moleküllerin bulunması, günümüzde tedavisi bulunamayan parkinson için gelecek vaat ediyor. Milne’nin hassas burnunun aldığı hastalık kokuları bunlarla da sınırlı değil. O, alzheimer’ı; vanilya, kanseri; toprak kokusuna benzetmektedir.

Hassas Burunlu Cihaz

Bilim insanları, bu sonuçlardan esinlenerek kanser ya da başka hastalıkların teşhisinde kullanılabilecek bazı pratik ve teknolojik çözümler aramaya başladı. Bunun neticesinde, insan burnunun veya tıbbi cihazların hissedemediği ya da tespit edemediği kokuları algılayabilen, “elektronik burun” denilen cihazlar üzerine çalışmalar devam ediyor. Bu cihazlar, nefes örneklerini analiz ediyor. Kanser varsa, oluşan kimyasal maddeleri fark eden bu cihazlarda kullanılan işaretleyiciler, renk değiştirerek hastalığı tespit edebiliyor.

Hastalıkların Teşhisinde Köpeklerin Hassas Koku Alma Özelliği Kullanılıyor-Yardımcı Kaynak: Emine Açıkel-İnsan ve Hayat Dergisi‘nden yardım alınmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir