Eğitimciye Öğütler
Eğitimciye Öğütler yazımızda iyi bir eğitimci olmakla sürekli kitap okuma arasındaki ilişkiyi ve eğitimcilerin öğrencilerine karşı sorumlu olduğu bilgi edinme zorunluluğunu karşılamasını yazdık.
Eğitimciye Öğütler-Eğitimciler Kitap Okumayı Bırakmamalı
Eğitimci ders vereceği fenni veya ilmi hakkıyla bilmelidir. Güzel bir ifade gücüne sahip olmalıdır. Kitap okumayı da asla ihmal etmemelidir. Kitap okumak, ders vermekten ayrı düşünülemez. Kitap okumayı bıraktığınız an, ders vermeyi de bırakmalısınız. Ders veren bir eğitimci sürekli olarak kitap okumadıkça iyi bir eğitimci olamaz. Çünkü bir eğitimci ders vereceği branşı veya bilimi hakkıyla bilmelidir. Bundan anlaşılıyor ki, iyi ders vermenin birinci şartı branşını iyi bilmektir.
İnsanın okulda aldığı eğitim sınırlıdır. Üniversite bitene kadar neleri öğrendiğinizi bir düşünün. Sonrasında kişinin kendisini geliştirmek için daha fazla kitap okuması ve araştırma yapması gerekir. Yoksa ne kadar yüksek eğitim alınırsa alınsın, edinilecek bilgiler ders verme konusunda yeterli olmayacaktır. Ayrıca ilim ve fen sürekli olarak gelişmektedir. Fennin keşifleri, icatları, yenilikleri saymakla bitmez. Hal böyle iken bir eğitimci kitap okumayı terk ederse tüm gelişmelerden geri kalır. Yalnız kendisini cahilliğe mahkum etmekle kalmaz, ders verdiği zavallı öğrencileri de şimdiki asrın gelişmelerinden nasipsiz bırakmış olur.
Kitap Okuma ve Ders Verme İlişkisi
Kitap okuma ve ders verme birbirinden asla ayrılmamalıdır. Kendisini yetiştirmek için kitap okuyan bir eğitimci, edineceği bilgileri öğrencilerine de düzenli bir şekilde anlatarak düşünme ve anlama kuvvetini, idrakini sürekli faaliyette bulundurmalıdır. Vücudumuzun egzersize ihtiyaç duyduğu gibi düşünme kuvveti de egzersize ihtiyaç duyar. Fikir faaliyetlerini terk eden bir insan kolayca yazmaktan, karşısına çıkan eserleri, meseleleri de kolaylıkla idrak etmekten, anlamaktan aciz kalır. Bu halde, bir eğitimci ne kadar çalışırsa çalışsın, mesafe alsa da o nispette çalışmasının meyvelerini toplayamadığına şaşırmamalıdır. Çünkü bilgi dağarcığı kısıtlıdır.
Öğrencilerinin ihtiyaç duyduğu örnekleri, konuları nereden tedarik edecek? Bugün söylediğini yarın yine tekrara mecbur olacak; alıştığı düşünme dairesinden bir türlü çıkamayacaktır. Günümüzdeki eğitim sistemini andıran davranışlardır. Halbuki muhtelif usuller bilmek, ders anlatırken düşünme kuvvetinin genişliğinden faydalanmak güzel bir ders için çok önemli ve gereklidir.
Kitap Okumayı Terk Eden İnsan, Ders Vermeyi De O An Bırakmalıdır
Kitap okumayı bırakan bir insan fikir tarlasını verimli kılma adetini kaybedeceğinden, zihin bakımından darlığa düşecektir. İşte bundan dolayıdır ki “Kitap okumayı terk eden insan, ders vermeyi de o an bırakmalıdır” fikrini meydana çıkarmışlardır. Zira kitap okumayı bırakan bir eğitimci artık görevini layıkıyla yerine getiremez. Bu yüzden iyi bir eğitimci olmak, okumayı daima elden bırakmamakla mümkündür.
Eğitimciye Öğütler-İnsan ve Hayat Dergisi‘nden yardım alınmıştır.
