Çizgi Film Çocukların Mizacını Ne Oranda Bozabilir?

Çizgi Film Çocukların Mizacını Ne Oranda Bozabilir? yazımızda son zamanlarda çocuklarda görülen şiddet, acımasızlık ve merhamet eksikliğinin, içeriği kötü olan çizgi filmlerle olan bağlantısını, gerçek bir olayın anlatıldığı durumla yazdık.

Çizgi Film Çocukların Mizacını Derinden Etkiliyor

Tanıştığımızda 10 yaşındaydı. Sınıfında arkadaşlarıyla sürekli cinayetlerle, bombalama vakalarıyla ve hayvanlara vahşi eylemlerle ilgili konuşuyordu. Bu durumundan endişe duyulunca uzman desteğine başvuruldu. Bu vesile ile biz de kendisiyle tanışmış olduk. Konuşmaya başladıktan birkaç dakika sonra, konuyu vahşet eylemlerine getiriyor, izlediği filmleri heyecanla anlatıyordu. Ortalama bir çocuğun dehşet içerikli kültüründen çok fazlaydı bahsettiği şeyler.

Uzun süre görüşmeye devam ettik. Onun ilgisini başka konulara çekmeye çalışıyor, kendisini heyecanlandıran başka konular var mı, bulmaya çalışıyordum. Bu şekilde yaklaşık 5 ay görüştük ve bir mesafe kaydedemedik. Çocuk 10 yaşında olmasına rağmen çeşitli, mantık dışı ritüeller de geliştirmeye başlamıştı.

Mesela, eğer Çarşamba günleri kötü bir rüya görürsem günüm kesinlikle kötü geçer, bunu çok kez tecrübe ettim, diyordu. Çocuğun olaylara bakış açısı ürkütücüydü. Annesi ile görüşmelerimizde çocuğun hayatıyla alakalı bir anormallik tespit edememiştim. Aradan uzun zaman geçtikten sonra annesi bir durumu anlattı. Annesi, kayınvalidesiyle yaşadığı problemlerden ve o beş yaşındayken çalışmak zorunda kalmasından bahsetti. Bu zaman diliminde çocuk, anneanne ile beraber kalmıştı. Annesi çocuğuna bilgisayarı açıyor, anneannesi de zamanı geldiği zaman onu besliyordu. Anne durumların düzelmesinden sonra çalışmayı bırakmış ve çocuğunun izlediği şeyleri artık kontrol etmeye çalışıyordu.

Happy Three Friends Benzeri Çizgi Filmleri İzleyen Çocukların Psikolojisi Bozuluyor

Çocuk, görüşmelerimizden birinde “Happy three friends” diye bir çizgi filmden bahsetti. Hemen nasıl bir şey olduğunu araştırdım. Yüksek dozda şiddet, vahşet ve iğrençlik ihtiva ediyordu. Ne zamandır izlediğini sordum. Annesi çalışırken, beş yaşındayken, YouTube’dan 50 bölümün tamamını izlemiş. “Her açtığımda bir saate yakın, aynı çizgi filmi izliyordum.” dedi.

Beş yaşında bir çocuk bu iğrençliği günlerce belki de aylarca izlemiş. Muhtemelen ona benzeyen diğer çizgi filmleri de izlemişti. Beş yaşındaki taze bir dimağa, gerçekle hayalin tam ayırt edilemediği çağda, o iğrençlik depolanmıştı. Annesi sonradan izlediği şeyleri kontrol etse de iş işten geçmişti.

İzlenilen şeyler şahsiyete muhakkak surette tesir ediyor. Mizacımız, varlığımızın biyolojik yönüyle daha çok ilişkili. Filmler de beş duyu organımızdan göz ve kulak yoluyla sinir sistemimizi ve hormonal durumumuzu etkiliyor. Kötü görüntülerin ruhumuza olan menfi tesirleri ise ayrı bir dert. Daha ilkokul çağlarındaki bu çocuk, medyanın doğru kullanılmayışından etkilenmiş ve mizacı bozulmuştu.

Çocuğun İzlediği Şeyler Kontrol Altına Alındı

Annesi ile durumu görüştük. Onun izlediği şeyleri kontrol altına aldı. Şiddet ve “happy three firends” üzerine konuştukça kendisindeki meylin suni olduğu ortaya çıktı. Çocuk bunu kendisi de fark etti. Çeşitli kitaplar üzerinden farklı mevzularda konuştuk. Bir yılın sonuna doğru yanıma geldiğinde konuşmalarındaki vahşet içeriği iyice azalmıştı. Ertesi sene ziyaretime geldiğinde sadece zeytin gözlü kedisinden bahsetti. Yakınlarda veterinere götürmüşler ve maalesef kurtaramamışlar. Öğrencim ağlıyordu…

Son zamanlarda görülen, çocukların hayvanlara olan acımasızca eziyetlerinin arkasında bu tür yayınların olduğunu unutmayın. Çocukların izlediği şeyleri mümkünse siz belirleyin ve dikkatiniz onlarda olsun.

Çizgi Film Çocukların Mizacını Ne Oranda Bozabilir?-İnsan ve Hayat Dergisi‘nden yardım alınmıştır.